Dersin Adı: Fıkıh Dersleri
Dersin Üstadı: Bülent Özbaş
Dersin Sayısı: 3. Ders
Dersin Konusu:Velayet-i Fakih ve Taklit Merci Arasında ki Görüş Farkı
Dersin Metni:
Velayet-i Fakihin Manası
Velayet-i fakihten maksat; adil ve din uzmanı olan fakihin hükümet etmesidir.
Uyarı:
“İslam toplumunun ve bu toplumun idaresinin her asırda velayet-i fakihin rehberliği altında yönetilmesi, Şia mezhebinin esaslarındandır ve kaynağını imamet esasından almaktadır.
“Hazret-i Mehdi’nin (a.f) gaybeti döneminde velayet-i fakihi içtihattan veya taklitten dolayı kabul etmemek, mürtet olup dinden çıkmaya neden olmaz. Delillere dayanarak velayet-i fakihe inanmanın gerekli olmadığı kanısına varan kimse bu konuda mazurdur. Bununla birlikte Müslümanlar arasında ihtilafı yaygınlaştırmak caiz değildir.
Velayet-i Fakihin Gerekliliği
İslam dini kıyamete kadar devam edecek son dindir. Toplumun idaresini göz ardı etmeyen bu son semavî dinin, düşmanlar karşısında Müslümanları koruyacak bir rehberlik müessesine ihtiyacı vardır. Rehber, İslam toplumunu koruyup adaleti yaygınlaştırarak güçlünün zayıfı ezmesini engellemeli ve İslam toplumunun kültürel, siyasal ve toplumsal alanlarda gelişmesini sağlayacak bir ortam hazırlamalıdır.
Uyarı:
“Velayet-i fakih meselesi, aklın da onayladığı ilahî emre dayalı bir hükümdür. Hangi fakihin yönetim hakkı olduğunu belirlemek için de örfün kabul ettiği bir yöntem vardır. Nitekim İslam Cumhuriyeti’nin anayasasında bu yöntem açıklanmıştır.
Velayet-i Fakihin Sınırları
1-Veliyy-i Fakih’in hükümetle ilgili emirleri: Bütün Müslümanların veliyy-i fakihin hükümetle ilgili emir ve yasaklarına itaat etmeleri ve teslim olmaları vaciptir. Bu hüküm diğer fakihlerin mukallitlerini kapsadığı gibi bizzat fakihleri de kapsar.
Uyarı:
“Herkesçe bilinen kanunî yollarla Velayet-i Fakih makamına eren ve bu görevi üstlenen bir fakihe hiç kimse “Ben ondan daha layığım” bahanesiyle muhalefet etme hakkına sahip değildir; caiz de değildir.
2-Veliyy-i Fakih’in hükümetle ilgili hükümleri: Veliyy-i fakihin hükümetle ilgili gerek hükümleri, gerekse atamaları, geçici olmadığı sürece daimî olarak geçerliliğini korur. Bununla birlikte bir sonraki veliyy-i fakih o hükmün kaldırılmasını maslahata daha uygun bulursa, onu kaldırma yetkisine sahiptir.
3-Ceza hukukunun uygulanması: Ceza hukukunun uygulanması (zina ve hırsızlık cezalandırmaları gibi) gay-bet döneminde de vaciptir ve bunları uygulama yetkisi, sadece Müslümanların veliyy-i emrine aittir.
4-Veliyy-i Fakih’in kararlarının bireysel kararlara önceliği: Eğer veliyy-i fakihin kararları toplumun genelinin maslahatını ilgilendiriyorsa ve bu karar şahısların özel durumuyla çelişiyorsa, bu durumda veliyy-i fakihin aldığı karar şahısların iradesine önceliklidir.
5-Basın-yayın organlarının idaresi: Basın-yayın organlarının, İslam’a ve Müslümanlara hizmet etmeleri ve ilahî değerlerin yayılması yönünde kullanılabilmeleri için bunun veliyy-i emrin kontrolünde olması gerekir. Aynı şekilde basın yayın organları Müslüman toplumun fikrî gelişimi, problemlerinin çözümü, Müslümanlar arasındaki vahdet ve kardeşlik duygusunun yaygınlaştırılması yönünde kullanılmalıdır.
Fakihin velayetiyle ilgili birkaç hatırlatma:
,Veliyy-i fakihin temsilcisine itaat: Veliyy-i fakihin temsilcisi, kendisine veliyy-i fakih tarafından verilen yetki sınırları içerisinde birtakım emirler sadır ederse, bunlara muhalefet etmek caiz değildir.
,İdarî velayet: İslamî anlayışta idarî velayet (bir üst makama itirazsız itaatin gerekliliği) diye bir şey yoktur. Ancak kanunlara uygun olarak beyan edilen emirlere muhalefet etmek caiz değildir.
,Tekvinî velayet: Veliyy-i fakihin tekvinî velayeti yoktur ve bu velayet masum imamlara özeldir. [1]
Veliyy-i Fakihle Taklit Mercii Arasında Görüş Farklılığı
Veliyy-i fakihle taklit merciinin görüşlerinin farklı olduğu yerlerde bakılır; eğer bu görüş ayrılığı, devletin idaresiyle ilgili veya Müslümanların genelini ilgilendiren meselelerdense [kâfirlere karşı İslam ve Müslümanları savunma gibi] Müslümanların veliyy-i emrinin görüşüne itaat etmek vaciptir. Ancak bu ihtilaf ferdî meselelerde olursa, her mükellef kendi taklit merciinin görüşüne tabi olmalıdır.
1-Velayet iki kısma ayrılır: Teşriî velayet: İlahi ve kanuni hâkimiyet demektir. Örneğin; babanın ve dedenin baliğ olmayan çocuğa velayeti veya İslamî yöneticinin hükümet ve yönetimle ilgili velayeti teşriî velayettir. Tekvinî Velayet: Allah’ın izniyle yaratılış âleminde tasarrufta bulunabilme ve doğa ötesi olayları gerçekleştirme gücüdür. İyileşmesi mümkün olmayan hastaya şifa vermek veya ölüyü diriltmek gibi.
YORUMLAR