Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türkiye’de Ehlibeyt (a.s) Öğretilerinin Atan Kalbi: Kevser Kurumları

Türkiye’nin önde gelen âlimlerinden Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Kadir Akaras, Türkiye Ehli

Türkiye’nin önde gelen âlimlerinden Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Kadir Akaras, Türkiye Ehli Beyt Âlimler Birliği’nin başkanı ve Türkiye’deki Kevser Kültür Merkezi’nin başkanıdır. Uzun yıllardır Türkiye’de çeşitli alanlarda aktif bir şekilde faaliyet göstermektedir.

Havza Haber Ajansı ile yaptığı özel röportajda Kevser Kültür Merkezi’nin kuruluş süreci ve Türkiye Ehli Beyt Âlimler Birliği’nin faaliyetleri hakkında önemli bilgiler paylaşan Şeyh Akaras aynı zamanda kendi ilmî yolculuğuna ve geçmişine de değindi. Röportajın ayrıntılarını aşağıda okuyabilirsiniz:

Sayın Akaras, lütfen hem kendi ilmi çalışmalarınızdan hem de Kevser Kurumları’nın faaliyetlerinden bahseder misiniz?

Ben 1977 yılında Kum’daki İlim Havzası’nda okumaya başladım. Türkiye’den bir grup talebe ile birlikte Kum’a geldik. Orada yaklaşık 15 ila 20 yıl boyunca eğitim gördük, ilmi derslerle meşgul olduk. 1991 yılında Türkiye’ye döndük. Türkiye’ye döndükten sonra ülkenin içinde bulunduğu boşlukları ve ihtiyaçları detaylı şekilde inceledik ve bu doğrultuda Kevser Kültür Merkezi’ni kurduk.

Kum İlim Havzası’nın manevî atmosferinden etkilenen bir grup talebe olarak, Türkiye toplumunun — özellikle Ehlibeyt (a.s) maarifine duyduğu derin ihtiyacın farkına vardık. Bu ihtiyaca cevap vermek amacıyla Ehlibeyt (a.s) kaynaklarını hem Türkiye’deki Sünni topluma hem de Şii topluma tanıtmayı kendimize görev edindik. Bu amaçla İstanbul merkezli olarak Kevser Yayınlarını kurduk.

Kevser Yayınları’nın kapsamı ve etkisi ne düzeydedir?

Yayın faaliyetlerine başladığımız yıllarda Türkiye’de Şiilikle ilgili yalnızca 5-6 risale ya da kitap bulunuyordu. Böylesi ciddi bir boşluğu doldurmak üzere Farsça ve Arapça kaynaklardan Türkçeye çeviriler yapmaya başladık.

Bugüne kadar el-Mîzân Tefsiri, A‘lâmü’l-Hidaye gibi temel başvuru eserleri başta olmak üzere akaid, tefsir, ahlak, tarih ve Ehlibeyt’in (a.s) hayatı gibi pek çok konuda 450’den fazla eser Türkçeye kazandırıldı ve yayımlandı. Bu çalışmalarla sadece Şii topluma değil aynı zamanda geniş bir okuyucu kitlesine Ehlibeyt (a.s) öğretilerinin sahih ve özgün kaynaklardan ulaştırılması hedeflendi.

Türkiye’de Ehlibeyt (a.s) Öğretilerinin Atan Kalbi: Kevser Kurumları

Türkiye Ehli Beyt Âlimler Birliği nasıl kuruldu? Bu ihtiyacı doğuran neydi?

Bizim en önemli çalışma alanlarımızdan biri tebliğ faaliyetleri ve bu alanda görev alacak din adamlarının yetiştirilmesidir. Bu çerçevede Kum’da eğitim alıp Türkiye’ye dönen Türk talebelerin ülkede görev alabilecekleri bir zemin oluşturmayı hedefledik. Hem onları desteklemek hem de Türkiye’deki tebliğ boşluklarını doldurmak için çalışmalar yürüttük.

Bu amaçla Türkiye Ehlibeyt (a.s) Âlimler Birliği kuruldu. Bu birlik Türkiye’deki dini ve tebliğ faaliyetlerine bir düzen kazandırmak, koordinasyonu sağlamak ve ortak bir misyon etrafında âlimleri bir araya getirmek amacıyla hayata geçirildi. Bugün Türkiye’nin pek çok şehrinde görev yapan âlimlerin büyük bölümü bu birliğin çatısı altında faaliyet göstermektedir.

Zaman zaman bazı şehirlerde acil olarak dinî temsilcilere ve din adamlarına ihtiyaç duyulabiliyor. Bu gibi durumlarda birlik devreye girerek Kum’da yetişmiş talebeleri bu bölgelere görevlendiriyor ve böylece tebliğ faaliyetlerini düzenli ve bilinçli bir şekilde yürütüyor.

Görünüşe göre Kevser Kurumları, yardım kuruluşu alanında da önemli çalışmalar yürütüyor. Bu konuda neler söylersiniz?

Evet, Kevser Kurumları’nın önemli faaliyet alanlarından biri de yardım kuruluşudur. Bu doğrultuda resmi olarak bir yardım derneği kurduk. Bu dernek öncelikle Türkiye halkı içerisindeki yoksul ve muhtaçlara destek olmayı, ikinci aşamada ise küresel Siyonizme karşı direniş cephesine yardım etmeyi hedefleyen kutsal bir mücadelede yer almaktadır. Bu alanda aktif olmayı kendimize bir sorumluluk olarak gördük.

Ayrıca Türkiye’de Şiî nüfusun yoğunlukta olduğu İstanbul ve Iğdır şehirlerinde iki Daru’l-Kur’ân merkezi kurduk. Bu merkezler Kur’an eğitimi ve dini bilinç kazandırma açısından oldukça etkili ve yaygın bir şekilde faaliyet göstermektedir.

Kevser Kurumları’nın gençlik kolları özellikle kültürel programlar ile mevlid ve vefat günleri gibi özel dini etkinliklerde aktif rol almaktadır. Kadın Kolları ise yıl boyunca farklı şehirlerde çeşitli etkinlikler düzenleyerek toplumsal katılımı artırmaktadır.

Tüm bu faaliyetlerde Türkiye’nin farklı bölgelerinde görev yapan birçok değerli alimimiz öncülük etmektedir. Bununla birlikte Almanya, Hollanda, Belçika ve Avusturya gibi Avrupa ülkelerinde de kuruma bağlı kişi ve gruplar faaliyet göstermekte, dini ve kültürel alanlarda topluma hizmet etmeye devam etmektedirler.

Anladığımız kadarıyla Kevser Kültür Merkezi bir televizyon kanalı da kurmuş. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?

Evet, merkezimizin önemli girişimlerinden biri de yaklaşık 15 yıldır faaliyette olan “Kanal on4” televizyon kanalıdır. Bu kanal Türkiye’de kurulan ilk Şii televizyon kanalı olma özelliğini taşıyor ve yayınlarını tamamen Türkçe (İstanbul Türkçesi) ile gerçekleştiriyor.

Kanal On4, yarı haber – yarı maarif temelli bir yayın anlayışına sahiptir. Türkiye’deki alanında uzman, saygın ilmî ve kültürel şahsiyetlerle iş birliği yaparak programlar hazırlıyoruz. Aynı zamanda Direniş Cephesi’ne dair birçok haber ve gelişme bu kanaldan izleyicilere ulaştırılıyor.

Kanalımızın yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmayan, Bakü (Azerbaycan), Gürcistan, Kerkük (Irak) ve Almanya gibi birçok şehir ve ülkede temsilcilikleri bulunuyor. Ancak tüm bu faaliyetlerde hassasiyetle gözettiğimiz en temel ilke, İslam-ı Nâb-ı Muhammedî (s.a.a) çizgisi ve İslam dünyasının birliğine zarar vermeyecek bir yayın politikasıdır.

Biz kendimizi şu şekilde tanımlıyoruz: “Biz Türkiye’de Direniş Ekseni’nin sesi olmaya talibiz.”

Türkiye’de diğer bazı ülkelere kıyasla daha geniş kültürel özgürlük alanlarının bulunması faaliyetlerimizin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağladı. Elbette bazı zorluklar yaşanıyor ama yayınlarımız resmî izinlere dayanıyor ve bu sayede ciddi bir engelle karşılaşmadan yolumuza devam ediyoruz.

Türkiye’de Ehlibeyt (a.s) Öğretilerinin Atan Kalbi: Kevser Kurumları

Kevser Kurumları, İran ve Türkiye halkları arasındaki bağların güçlendirilmesi için ne tür adımlar attı?

İslam dünyasında, 5 binden fazla yıllık medeniyet köklerine sahip İran’ı göz ardı etmek mümkün değildir. İran bilim, medeniyet ve sanat alanlarında büyük bir medeniyet inşa etmiştir. Türkiye’nin de kendi özgün ve güçlü bir medeniyeti vardır. Aynı şekilde Mısır da çok köklü bir medeniyete sahiptir.

İran ve Türkiye komşu iki ülke olarak tarih boyunca pek çok konuda birbirine destek olmuştur. Bizler iki milletin her zaman yan yana durmasını ve ilişkilerin farklı alanlarda gelişerek devam etmesini temenni ediyoruz. Bu iki milletin birbirlerinin kültürünü, sanatını ve medeniyetteki yerini tanıması çok önemlidir.

Kesinlikle bu tanımanın arttığı oranda iki ülke arasındaki ilişkiler de güçlenecektir. Milletlerin birbirini daha iyi anlaması iki medeniyetin yan yana var olmasını sağlar ve bu durum İslam dünyasında da daha büyük bir güç oluşturur. Böylece bölgedeki Siyonist güçlerin etkisi de azaltılmış olur.

İlişkilerde zaman zaman iniş çıkışlar yaşansa da iki ülkenin liderleri her daim bu bağların güçlü ve olumlu kalması için çaba göstermiştir. Bu dostça ilişkilerin sürdürülebilir olması için büyük emek harcanmaktadır.

Sünni âlimler ile ilişkileriniz nasıl?

Bizim Sünni âlimlerle olan ilişkilerimiz oldukça olumlu ve yapıcıdır. Hem tarikat âlimleri hem üniversite akademisyenleri hem de El-Ezher gibi önemli kurumların yetiştirdiği âlimlerle çok iyi bir diyalog içindeyiz. Hatta kendi televizyon kanalımızda da Sünni âlimlerin görüşlerine yer veriyoruz.

Çeviri çalışmalarında da Sünni âlimlerden yoğun şekilde faydalanıyoruz. Örneğin el-Mîzân Tefsiri’nin Türkçeye çevirisi Sünni bir âlim tarafından yapılmıştır.

Ne mutlu ki biz Sünni ve Şii âlimler birlikte birçok toplantı ve etkinlikte bir araya geliyoruz ve birlik esasına büyük önem veriyoruz. Tabii ki aramızda birlik olmamasını isteyen birtakım provokatörler ve dış mihraklar da mevcut ama Şii ve Sünni âlimler olarak bizler birlik vurgusunu güçlü şekilde yapmaya devam ediyoruz ve inşallah bu ilişkiler önümüzdeki dönemde daha da güçlenecektir.

Türkiye’de Ehlibeyt (a.s) Öğretilerinin Atan Kalbi: Kevser Kurumları